 |
|
 |
|
 |
Güzel Şiirler Kısa Güzel Şiirler Anlamlı Şiirler
Sevgiliye Şiir - Seni Sevmek
Sen hayatıma giren en güzel mucizesin,
Hayatımda ki bütün güzelliklerin tek sahibisin,
seninle aynı havayı solumak bile mutluluk verir bana
Çünkü sen bu kalbin birtanesi sin..
Seni sevince anladım heşeyi,
Sensiz yaşayan bir ölüymüşüm sevgili,
Şimdi anlıyorum hayatın değerini,
ve yazıyorum bu satırları senin için sevgili..
Seni sevmek hayatı sevmek gibi,
Seni Sevmek nefes almak gibi,
Seni sevmek durmadan koşmak gibi,
Seni sevmek kalbinin sesini duymak gibi..
Onur Çiğdem
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
Aşk Mıydı O?
Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
Neydi çekip kendine, beni bağlayan
Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
Elleri ta içimde o dev miydi
Etime bir alev değmişçesine
Nasıl da yakardı öptüğü zaman
Bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan
Yorgunum şimdi bin yıl sevmişçesine
Hani o yalnız benim olan gül, kırmızı
Gözlerimin önünde açılan sonsuz bahçe
Hani, o var olmalarımız öpüştükçe
O delice sürdürmeler yaşantımızı
Hiç doymamak oysa, tene, kokuya, aşka
Sarıldıkça güçlenmek, bütünlenmek
Kudurmuş arzularla zamanı yenmek
Ve en kuytularda buluşmak korka korka
Kimi gün utanmak otlardan, çimenlerden
Kimi gece mıhlamak gölgemizi duvara
Varmak için o sevgiyle açılmış kollara
Apansız düşmek yükseklerden bir yerden
Oydu işte alıştığım, özlediğim şimdi de
Sevgice bir tutku, aşkımsı bir yakınlık
Avunmak... Kırık dökük anılarla artık
Kimbilir? o geceler yaşanmadı belki de
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Başkalaşan Aşk
Adını anmak güzeldi,
dost ağızlarda sana dair cümlelerin
ıslatılması...
Adını anmak...
Yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel
avuntularına sırt çevirip senden söz açmak...
Biraz gülünç, biraz sitemkar...
güzeldi...
Adının Türkçedeki yankısı özeldi...
Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı,
Sülalesi Kandilli yoğurtçunun mekanında...
Denize amors durup, yüzüne
cepheden bakmak güneşli bir mavilikte....
güzeldi..
İpe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak,
yüzünde
Yüzyıllık bir hasreti gidermek güzeldi...
Güzeldi'li geçmiş zamanları düşünüyorum
şimdi...
Cümlelerimiz öznesiz...Umursayan yok,
Kanlıca'daki yoğurdu...
ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir
aşkın mührüdür artık...
Yılmaz Erdoğan
SENİ DÜŞÜNMEK
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
NAZIM HİKMET
Ayrılırken
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Perde kapanıyor, film bitiyor işte,
O hiç bitmeyecek sandığımız...
Görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
Sadece bakışlarımızda hüzün.
İşte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
O ikiz kardeşi ölümün.
Anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
Bu son buluşmamızdır seninle
Yeni bir hayata başlayacaksın artık
Onunla, o yeni sevgilinle.
Anlıyorum artık o öpecek ellerini
Kulağına aşkı o fısıldayacak
İçinde bir pişmanlıktan başka
Benden eser kalmayacak.
Sigaranı söndür , kalkabiliriz
On adım sonra yollarımız ayrılmalı
Sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
AŞK
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
ÖZDEMİR ASAF
HOŞÇA KAL
Bazen hiç anlamadan çıkıverir dudaklarımızdan,
Bazen derin bir acıyla söyleriz,
Gidenlerin ardından.
Belki bir gün yeniden görme umuduyla,
İki yabancı gibi karşılaşma korkusuyla,
Hoşça kal diyoruz gidenin ardından.
Canımızı yakıyor belki bu kelime7
İstemeden söyleriz zaten çok kere,
Gitme! Demeyi gururumuza yediremeyince,
Hoşça kalları siper ediyoruz önümüze.
Bir buruk hüzün çöker yüreğine,
Alışkın değilsindir ki gitmelere,
Söylenen ise sadece üç hece;
Hoşça kal
Son bakışıdır belki gözlerine,
Son yaslayışıdır başını sinene,
İki damla yaş süzülür gözlerinden,
Kaçırırsın gözlerini gurur denen illet yüzünden.
Belki kalacak gitme diyebilsen,
Söyleyemezsin işte gururun yüzünden.
Tekrar görme umuduyla,
Hoşça kallarla uğurlarsın.
İçinden desende,
Gitme kal benimle.
Dudaklarından çıkan üç hece
HOŞ-ÇA-KAL olur çoğu kere.
Hasret Kokusu
Geçmişte kalan hasretin,
Hala içimi ısıtıyor.
Gözlerinin,gözlerime bakışı,
Kalbimi derinden yakıyor.
İlk görüşte,
kalbimden aşağı sızan bir şey hissetim,
Acaba neydi,çok merak ettim.
Senin için ömrümü,hayatımı verdim.
Senin gidişini izlemek,
Can çekişen kelebeği,
İzlemek kadar zordu benim için,
Söyle,sen bana ne söz vermiştin.
Peşinden koşmakla geçti ömrüm,
Senin aşkın için,
Ben kendimi toprağa gömdüm.
Sen bırakıp gidince,
Közü sönmüş bir kömüre döndüm.
Seni sen olduğun için sevdim,
Seni,hep bekledim,
Göremeyince seni yakınımda,
kendimi asmak bile istedim.
Tüm seven yüreklere
Bir ömür geçti de mutluluk nerde?
İnleyerek kaldım her dem seherde.
Yokluğun düşürür acayip derde,
Adın nota olur nağmede sazda.
Yağmursun,dolusun,güneşsin, aysın.
Vuslata kenetli deli bir taysın,
Derdimi uzağa fırlatan yaysın,
Yolunu beklerim karda ayazda.
Yüreği yüreğe gül diye sarıp
Canında can bulup canıma karıp
Yâr diye dizinin dibine varıp
Sevdamı korurum bu derin hazda.
Ruhuna sardım yar candaki teni,
Üzmeyesin sakın sendeki beni.
Bir değil her mevsim beklerim seni,
Bükmeden boynumu olmadan nazda.
SERAP HOCA
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..
Attila İlhan
İstersen Hiç Başlamasın
İstersen hiç başlamasın
Bu hikaye eksik kalsın
Onca yaraların ardından
Yeni bir aşk yaratamazsın
Örselenmiş bir çocukluk
İşte benim bütün hikayem
Kaç sevda geçse de yüreğimden
Bu yıkıntıları onaramazsın
İstersen hiç başlamasın
Geç kalmışız birbirimize
Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize
İstersen hiç başlamasın
Söz verelim kendimize.
Murathan Mungan
Çok Sevmek
Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Seni Düşünmek
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet Ran
Üşümez misin Sevdamsız?
buruşuk tenler ağladı,
bulut yandı susuzluktan,
yıllar acıdı
sen acımadın
nerdesin ey yar?
çılgınlık adım oldu,
sevdam, sazım oldu
kanım kurudu canda
nerdesin ey yar?
uzanır dalların da
benden önce gidersin diye
Rabbime.. korkuyorum!
bana bir dağ söyle,
eteğine varayım.
aşılmaz geçitlerine
güller sereyim...
bir ses vereyim,
dağlar inlesin...
rüzgarlar alsın sesimi,
savrul sen de ben gibi.
sahte sevgilere mi sarıldın?
üşümez misin sevdamsız?
buradayım de,
varayım..
vuslata kaç var
bileyim.
Serap Özaltun
Bu Kaçıncı Sonbahar
Şu gönül bahçemde açan kıpkızıl bir gülsün
Dönder de yüzünü bir kez bu yüzüm gülsün
Bir çıkıp gelsen ah, akan gözyaşımı silsen
Nasıl sevinir şu kalbim, nasıl sevinir bir bilsen
Sürünür gezerim sensiz, bu uzak diyarlarda
Geçip gitti seneler, gelmedin bu sonbaharda
Özlenen bir diyar gibi, bir vefalı yar gibi
Çiçekler açtırsan bahçeme, bir serin bahar gibi
Bu kaçıncı yaz geçti, kaç sonbahar bekledim
Soldu bütün yapraklar, sen hala gelmedin
Seviyorum Seni
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gib i
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
Nazım Hikmet Ran
Sana Ölmelerimin Üstü Kalsın Sevgili
Gözlerinde unutulmuş hatıra iken,
Kelimelerini yutkunup susma ne olur.
Gülüşlerinde tozlanmış,
Siyah- beyaz fotoğraf iken,
Yaşanmışlıkları susturup
Dudaklarında adımı bir kez bile anma ne olur.
Beni zamana gömüp
Unut hadi her şeyi.
Bana dair tek bir hatıra kalmasın senden..
Sen beni yaşarken öldürmüşken,
Ben seni sensizlikte yaşatacak kadar sevdim...
Sen üzülme diye
İsyanlarımı dizlerime büküp
Ömür boyu sana susacak kadar sevdim..
Hadi git ne olur.
Bir mevsim bile yaşanmayan
Hatıralarımızı gözyaşlarında boğup
Tek kelime unut hadi.
Beni sevdiğine pişman ise sevgili,
Yollarına feda olsun sevgim.
Olur da susmalarım acıtırsa seni,
Sana ölmelerimin üstü kalsın sevgili.
Bol keseden harcasan da hatıralarımı
Unutsan da sana yüreğimi adadığımı,
Unutsan da adımı,
Sensizlikte bile
Adın dudaklarımda,
Sevdan ise yüreğimde yaşayacak sevgili.
İsmail Sarıgene
Sana Mecburum
Gözlerin ufkumda bir nur inan ki
En umutsuz karanlık gecelerde
Seninle kördüğüm gibiyim sanki
Çözülmek bilmeyen bilmecelerde
Seni sevip de unutmak mümkün mü?
Kalbime vurulan mühür gibisin
Ben deli divane hayat küskünü
Sen daha taptaze ömür gibisin
Sen bir leyla isen ben de mecnunum
Bir sana yangınım bir sana vurgunum
Sensiz yaşayamam anlıyor musun
Hava gibi su gibi sana mecburum
Sensin içli sevdam nazlı çiçeğim
Benim tatlı hülyam haklı gerçeğim
Bu can bu bedende var oldukça
Seni ölümüm gibi bekleyeceğim
Dudak Payı
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
Sunay Akın
Anısı Biz Olalım Bu Sokakların
Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen
Biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karatma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri
Bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
Biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi
Belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar
Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen
Ahmet Telli
Ararım Seni
Akşam erken çöker yalnızlığıma
Sokak sokak gezer ararım seni
Hasretin gönlümün yangınlarında
Alev alev yanar ararım seni
Gözyaşlarım kurur yanaklarımda
Hüzünlü bir ıslık dudaklarımda
Sigaram sabahlar parmaklarımda
Nefes nefes çeker ararım seni
Gölgen düşer sanki hep yollarıma
Adım adım yürür izlerim seni
Bir çılgın özleyiş girer kanıma
Yudum yudum içer ararım seni
Kadınım...
Sevdamsın kara gözlüm
Aşkımsın huzur saçlım
Hüzün tenli canım
Mürdüm dudaklım
Sen benim için çölde bir kaynak,
Kutuplarda bir barınak,
İnceliğin,zarafetin bir sığınak
Mutluluktan içtiğim bir bardak şarap
Beyazın kendini siyah göreceği,
O bembeyaz kardan elbiseni,
Meleklerin kendini şeytan göreceği,
O kristal yüreğini
Al gel bana.
Asaletin, hanımefendiliğin,
Daha ne isterim?
İşte sevdiğim, işte kadınım! . ..
İbrahim Ethem Bingül
Gülüşlerinde Yaşat Beni
Sana geliyorum mevsimlerin koynundan.
Bir elimde umutların,
Bir elimde yüreğim,
Gülüşlerine geliyorum yaralı ırmakları aşarak.
Bu yolculuğun sonunda;
Ya yıldızları dolduracağım saçlarına,
Ya da aydınlıkları bırakacağım karanlıklarına.
Ağustos sıcağında,
Toprağı alnından öperken
Ne olur beni bekle.
Köpükleri kirlenmemiş dalgaları
Sereceğim kurumuş dudaklarına.
Sabah ezanlarında uyandığımda
Omuzlarımdan yüreğine
Binlerce martıyı kanatlandırıyorum.
Her gece rüzgarın koynuna girip
Sevdanı bırakıyorum
Yağmurun nazlı kirpiklerine..
Uzaklarda olsam da gül yüreklim,
Gülüşlerinde yaşat beni..
Yollarda yorulsam da
Gözlerindeki umutla karşıla beni..
Biliyorum ki;
Bir gün geldigimde yüreğine,
Bahar kokacaktır ellerin.
Nisan yağmurlarıyla düşsem kirpiklerine
Kurak topraklarında umutlar filizlenecektir..
Hadi nefesinde yaşıyorken mutlulukları,
Sen, gülüşlerinde yaşat beni..
İsmail Sarıgene
Senmişsin Herşey
İşte sensizliğin ilk dakikası
Bomboşum
Meğer senmişsin beni yaşatan
Nefessiz kaldım
Bedenim bende ama
Ruhsuz kaldım
Sen ruhumu aldın
Ben sende kaldım....
Her şey düzleşti birden
Hayat yok sanki
Senmişsin hayatım
Sen gittin
Ben ölüme açıldım...
Gülmek yok, düş yok
Hayal yok, gerçek yok
Hayat yok, nefes yok
Senmişsin herşey
Şimdi hiç birşey yok.
Birisi
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucunda
Nahit Ulvi Akgün
Sen Benim Beklediğimsin
Bir bilsen nasıl özledim seni
Yaşanmamış zamanları
Henüz açmamış çiçekleri
Gözyaşlarıyla ıslanmamış anıları...
Bir anlayabilsen sensizliğimi
Dudaklarını özledim
Seni sen gibi sevmelerin anlamını
Senin gibi hissetmeyi özledim
Sen gibi olmayı...
Öyle yalnızım ki sensiz;
Yaşanmış anılarımı da istiyorum seninle.
İçinde umutlarımın olduğu
Ve gönlüme sığdıramadığım mutlulukları...
Unutulmaz çocukluğumuzu
Koşmayı öğrendiğimiz patika yolları
Yıllar önce diktiğimiz fidanların meyvelerini
Seni sen yapan değerleri istiyorum...
Çölde suya hasret kalmış kadar susadım sana
Nasıl istiyorum bilsen bana yakın olmanı
Gel artık
Hayallerim ol, yaşa orda gönlünce
Gözlerime bak ve delice atan yüreğime.
Benim ol, umudum ol, her şeyim ol...
Sensizim
Yalnızım bir tanem
Yüreğim bir yangın seli
Bir yarım yok; sensiz eksilerdeyim...
Bir bilebilsen nasıl özlediğimi
Bir anlayabilsen
Hasret kaldığım çiçekler gibisin.
Sevdiğim, özlemimsin
Sen benim, birlikte yaşlanmak istediğimsin.
Benim yanımda olabilseydin eğer
Beni sana verir, seni kendime alırdım...
Öylesine yoruldum ki artık sensiz
Buralarda yapayalnız, kimsesiz...
Seni düşünmekten uyuyamadım çok gece
Sen gibi hasretim uykulara...
Keşke hiç tanımasaydım seni
Böyle yakmazdı hasretin bedenimi.
Adını sayıklamaktan yoruldum her gece
Sensizim; hissedebiliyor musun?
Yorgunum sensiz
Eksilerdeyim sensiz
Yapayalnızım
Sen benim beklediğimsin; anlıyor musun
Bir Gün Kapına Gelsem
Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Seni Seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri
SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte...
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun...
BEN SENİ SEVİYORDUM...
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu, çoğalıyordu
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun,
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk...
Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller...
Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına
Derken bir gün uzaktan gördüm seni...
Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
Kalbimi acıttı her zaman ki gibi...
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...
İclal Aydın
Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Yavuz Bülent Bakiler
O Peri Sen misin?
Acaba cennet dedikleri yer,
Kuşların uçarken avlanmadığı,
Ağaçların yeşilinin kurumadığı,
Çiçeklerin solmadığı,
Karşımda hayalinin değilde,
Bizzat senin olduğun bir yer mi?
Acaba cehennem dedikleri yer,
Sensizliğin ta kendisi mi?
Ve ateşleri,
Senin hasretinden mi?
Kimsenin görmediği,
Meleklerin meleği,
Rüyaların tek dileği,
Herkesin peşinden koştuğu,
Yoksa birtanem,
O Peri Sen misin?
Seni Seviyorum
Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel
Her baharda gece gündüz her saniye
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Seviyorum seni diyebilmek ne güzel
Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Çünküsü yok nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok, dakikalar zaman üstü
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerinin duyuyorum yüreğimde
Ve hasretin içimde
Seni seviyorum
Sesinin duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak
Hiç kapatmamak telefonu
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe
Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabıma sığdıramıyorum aşkı
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık tanımadık herkese selam vermek
Merhaba ülkemin güzel insanları
Hepinize hepinize merhaba
Sizi de seviyorum
Yağmuru, denizi, kokusunu toprağın
Gökmavisinde güvercinleri, martıları
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bin dallılarıyla köy kızlarını
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
Seni seviyorum
Bir kenara mahsun çekilen içim
Yemeden içmeden kesilen içim
Sensiz/yarsız uykuyu haram bilen için
Ayrılık ölümün diğer ismidir
Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin herşeyi seviyorum
Türkülerini memleketinin
Feneri ve kara kartalı senin için
Davamızı ve şiiri sende seviyorum
Seni seviyorum
İyi ki doğdun
İyi ki varsın
Doğum günün kutlu olsun
Seni çok seviyorum
Seni çok seviyorum
Yaşamaksa seni sevmek
Ben hiç ölmedim
Seni seviyorum
Şebnem Kısaparmak
Bir Ömür Seninle
Bir ömür seninle başbaşa kalsak
Hayatı beraber koşsak ne olur
Bütün yıldızları bir bir dolaşsak
Zamanı beraber aşsak ne olur
Şarkılar söylesek aşkın dilinden
Nağmeler dinlesek seher yelinden
Bahar yağmuruyla duygu selinden
Gönül ırmağına taşsak ne olur
Dudaktan dudağa bir şiir gibi
Gönülden gönüle bir nehir gibi
Yıldızlara hasret bir şehir gibi
Derin uykulara dalsak ne olur
Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan
Selamlar iletsek ak bulutlardan
Kovup elemleri şen duygulardan
Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur
Duyguların Kalemden Kâgıda Döküldüğü Her Kelime Bir Şiirdir...
| |